Bir önceki yazımda Hong Kong’a gideceğimden ve oradan da Çin’e geçeceğimden bahsetmiştim. Çok şükür bir aksilik çıkmadı ve şu an Çin’deyim. Çin’e bu 14 Ekim’de giriş yaptım. Hong Kong’dan 15 günlük vize almıştım. Yarın vizemin süresi doluyor ve tekrar Hong Kong’a gidip süreyi uzatacağım. Bu aralar Türkiye’de 3 aylık vize verildiği söyleniyor. Çin’e gelmeyi düşünenler varsa Türkiye’den 3 aylık vize alabilirler.
Burada evimi tuttum ve yavaş yavaş evime yerleşmeye çalışıyorum. Evimin fotoğraflarına şuradan bakabilirsiniz : fotograflar icin tiklayiniz.
Biraz Çin halkından bahsetmek istiyorum. Çin halkının büyük bir çoğunluğu Ingilizce bilmiyor. Yani burada yaşamak istiyorsanız Çince öğrenmek zorundasınız. Sokaktaki yemek satıcılarının yemekleri gercekten hoş kokmuyor ama genelde her yerde belirli bir koku hakim degil. Ben buraya gelmeden önce diğer sitelerde her yerin koktuğu gibi yazılar yazılıyordu. O kadar korkulacak bir durum yokmus yani. Insanlar deniz urunlerini cok seviyorlar ama yine soylenildigi gibi her yerde kedi-kopek yemiyorlar. En azindan ben denk gelmedim. Kesin oyle yerler vardir ama yiyen kisiler buradaki kalabaligin kucuk bir kismini olusturuyordur. Burada yemek yerken domuz etsiz istediginizi belirtmelisiniz. Ben genelde KFC ve Mc Donald’s da yiyorum. Henüz Çin’de Burger King görmedim. Tabi bu fast food dükkanlarında da domuz etli menuler var ama ben bildigim menuleri yediğim icin problem olmuyor. Yakinda kendi evimde yemek yapmaya başlarım zaten.
Cin’de olup bitenleri, sasirdiklarimi yavas yavas blogumda ayri basliklar altinda yazmaya calisacagim. Cin ile ilgiliyseniz ve birinci agizdan bilgiler almak istiyorsaniz yan menudeki abonelik kismina mail adresinizi yazarak yeni yazilarimdan haberdar olabilirsiniz.