Venedik Gezisi

2016 yılının ilk günlerinden herkese merhaba. İtalya Schengen Vizesi yazımda belirttiğim gibi Venedik’e gittik ve 2016 yılına Venedik’te girdik. Eşimle birlikte gittiğimiz bu Venedik gezisi hakkında aklımda kalanları ve önerilerimi video ve fotoğraflar eşliğinde sizlere anlatacağım. En baştan başlıyorum.

31 Aralık 2015 tarihinde İzmir’den İstanbul aktarmalı olacak şekilde uçak biletlerini Aralık ayının başında almıştık. İstanbul – Venedik uçuşu saat 16:30’daydı fakat hava koşulları İstanbul’da kötü olduğu için bu uçuş iptal oldu ve bizim 01 Ocak 2016 sabah uçuşuna aldılar (: Neyse telefonla arayıp uçuşumuzu 31 Aralık 2015 öğlen uçuşuyla değiştirdim. Aslında burada o kadar çok yazacaklarım var ama konuyu uzatmıyorum. Neyse uçuş saatinden 2 saat önce İzmir Adnan Menderes Havalimanındaydık. Tek valizimiz vardı ve bagaj bölümüne teslim ettik. İstanbul için normal vakitte havalandık. İstanbul Atatürk havalimanındaki yoğun trafikten dolayı fazladan yarım saat havada dolaştıktan sonra havaalanına indik. Yaklaşık 3 saat havaalanında uçağın müsait bir kapıya yanaşmasını bekledikten sonra uçaktan inebildik. Venedik uçuşu da rötarlıydı, buna rağmen koştur koştur son anda yetiştik uçağa. Tabi bu uçağın da kalkması baya bir süreç aldı. Uçağımız kalktıktan yaklaşık 2.5 saat sonra Venedik Marco Polo Havalimanındaydık. İnerken çektiğim videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.

Biz Venedik’e vardık ama maalesef valizimiz gelmemişti. Gerekli işlemleri ‘Lost and Found’ bölümünden yaptıktan sonra otelimize gitmek üzere çıkışa doğru yöneldik. Biz 3 gün kalacağımız için ACTV ulaşım firmasının 3 günlük kartından aldım. 29 yaşına kadar olan kişiler bu kartı daha uyguna çıkartabiliyorlar. Otobüslerde ve vaporettolarda geçerli bu kartı biz kişi başı 29.90 Euro karşılığında çıkarttık. Biz kalacağımız oteli Mestre bölgesinden seçtiğimiz için bu kart çok işimizi gördü. Hem vaporettolara hem de Mestre-Venedik arasında ulaşımı sağlayan otobüslere ücretsiz bindik. Ayrıca havalimanından Venedik’e ya da Mestre’ye olan otobüslerde de geçerliydi bizim aldığımız. Siz de ulaşım araçlarını çok sık kullanmayı düşünüyorsanız mutlaka bu kartı havalimanına indiğinizde çıkartın.

Bahsettiğim bilet yukarıdaki fotoğraftaki bilet. Çoğu otobüste ve vaporetto’da bu biletleri okutmadık, kimse sormuyor ama biletsiz binmenin cezası varmış ve bu ceza 50 Euro gibi bir miktarmış. Risk almak isterseniz bilet almadan dolaşabilirsiniz, ben riske girmeyin derim.

Neyse bilet işini halledip San Marco Havalimanından çıktık ve Mestre bölgesine giden 15 nolu otobüse bindik. Oteli booking.com’dan ayarladıktan sonra otel yetkilisi ulaşımla ilgili bir mail atmıştı zaten. Çıktısını aldığım bu kağıtta yazan durakta indim ve zorlanmadan oteli buldum (Legrenzi Rooms). Hazır otelden söz açılmışken oteller hakkında da bilgi vereyim. Venedik’teki yüksek fiyatlı otellerde kalmaktansa Mestre gibi yerlerde kalmanızı öneriyorum. 3 gün için Venedik’teki otellerin en düşüğü 2000 TL civarındayken bu oteli 944 TL’ye ayarladım. Otelin 100 metre yakınında otobüs durağı vardı. 15 dakikada Venedik’teki arabaların gidebildiği son nokta olan Piazzale Roma otobüs durağına varıyorduk. 1 gece için değmez belki ama en az 3-4 gün kalacaksanız mutlaka Mestre gibi ucuz ve yakın yerleri tercih edin. Mestre bölgesinde Hilton Garden Inn otelinin bile 3 günlük bedeli 1500 TL civarı bir şeydi.

Otele geçip yerleştik ve otel yetkilisinden Venedik’e giden otobüsler vs. konularında bilgi aldıktan sonra yola düştük. Zaten valizimiz olmadığı için yerleşme gibi bir derdimiz de olmadı (: Mestre bölgesi fiyat olarak avantajlı olduğu için akşam yemeğini burada yiyelim dedik. Otelin çok yakınında olan Piazza Ferretto’ya (Ferretto Meydanı) yürüdük. Burada açık olan birçok dükkan vardı ve insanlar yeni yıl için önceden rezervasyon yapmışlardı. Amacımız oturup geceyi geçirmek olmadığı için biz atıştırmalık bir şeyler alıp yedikten sonra Venedik otobüsüne binmek için yola çıktık. Aşağıdaki fotoğraf al-götür (take away) yiyecekler satan ve bizim de ilk atıştırmalığımızı aldığımız dükkan.

Venedik Piazzale Roma’da indikten sonra yeni yıla girmeyi planladığımız San Marco Meydanı’na, Vaporetto’ya binip gitmektense yürüyerek gitmeyi tercih ettik.

Böylelikle hem Venedik’i görmüş olduk hem de insanların yeni yıl heyecanlarına tanık olduk. Ara sokalarda küçücük mekanların önünde toplanmış insanlar gönüllerince dans ediyorlardı.

Piazzale Roma’dan San Marco Meydanı’na yürümek ortalama yarım saat sürüyor ama bizim yürüdüğümüz saatlerde çok kalabalık olduğu için, yolda fotoğraf çekmek için durmalar ve etrafı keşfetme gibi durumlardan dolayı bizim ulaşmamız 1 saati geçmiştir. Yolda yılbaşına özel sıcak şarap yapıp satan yerlerden şarabımızı alarak yolumuza devam ettik. Yol boyunca çektiğim birkaç fotoğrafı paylaşıyorum.

San Marco’ya doğru yürürken en güzel manzarayı Rialto Köprüsü’nün hemen yanında gördük. Karşıdaki restoranlar ve önündeki gondollar ne kadar da güzel görünüyor değil mi?

Yavaş yavaş, etrafı inceleyerek yürürken San Marco Meydanı’na varıyoruz.

Meydan çok büyük olduğu için kimse yok gibi duruyor ama çok kalabalıktı gerçekten. Birazdan yeni yılın ilk dakikalarını eklediğim videoyu izlerseniz orada kalabalığı daha iyi göreceksiniz. Meydana vardığımızda saat 11’e geliyordu. Yeni yıl için son bir saat kalmıştı. Biz de San Marco Meydanı’nda biraz tur attık. Meydandaki restoranları inceleme fırsatımız oldu. İçeride genelde çok şık giyinmiş insanlar vardı. Çoğu papyonluydu (: Eşim bazı restoranların papyonsuz almadığını okumuş bir yerden, doğru olma ihtimali yüksek. Bu noktada bir detay vermek istiyorum. Havalimanında tanıştığımız bir Türk yılbaşı için sağlam bir yerden rezervasyon yaptırmış ve iki kişi için fiks menüye tam 650 Euro ödemiş. Bu kadarını beklemiyormuş o yüzden dikkatli olmakta fayda var. Saatler geceyarısını gösterdiğinde insanlar 10’dan geriye saymaya başladı ve havai fişekler eşliğinde yeni yıla girdik. Aşağıdaki videoda Venedik’te yeni yılın ilk dakikalarını izleyebilirsiniz. Havai fişek gösterisi baya uzun sürdü. Ben videoda bazı yerleri kestim ve bazı yerleri de hızlandırdım buna rağmen baya uzun bir video oldu.

Yeni yıla girdikten sonra tekrar Piazzale Roma’ya doğru yürümeye başladık. Otobüs duraklarının olduğu yere gidip 7 numaralı otobüse ya da üzerinde Venezia yazan otobüslere binerek Mestre’ye geçebilirsiniz. Otele gidip direk uyuduk. Uçak yolculukları ve Venedik turu ile yorucu geçen bir gün olmuştu ayrıca ertesi gün de yorucu geçecekti.

Ertesi sabah otelde kahvaltımızı yapıp Murano ve Burano adalarına gitmek için tekrar Mestre’den otobüse bindik ve Venedik’e geçtik. 1 Ocak’ta müzeler ve gezilecek yerler kapalı olduğu için bugünümüzü adalara ayırdık.

Piazzale Roma’daki vaporetto duraklarından Murano’ya gitmek için B durağından 4.2 numaralı vaporettoya binebilirsiniz.

Murano’ya gitmek için vaporettolar Grand Canal (Canale Grande) dedikleri büyük kanaldan geçiyor. Geçerken video çekmeyi ihmal etmedim.

Murano‘ya giderken Venedik Murano arasında kalan bir ada (San Michele adası) göreceksiniz. Etrafı duvarlarla çevrili bu ada Venedik’in mezarlığı. Yer kalmadığından dolayı kullanılmıyor ya da 5-6 yıl sonra üstüne bir başkası gömülüyor gibi söylentiler duydum ama gerçeklik payını bilemiyorum. Geçerken bu adanın da videosunu çektim. Gezmek isteyenler için üzerinde bir bazilika mevcut. Cimitero durağından geçen vaporettoya bakıp binmeniz gerekiyor adaya gidebilmek için.

Ve Murano adasındayız. Murano cam işlemeciliği ile ünlü bir ada. Adada camdan yapılmış hediyelik eşyalar alabilirsiniz fakat fiyatlar biraz tuzlu. Birkaç fotoğraf da buradan ekliyorum.

Erengül camları inceliyor (:

Venedik çok kalabalık olduğu için çok fotoğrafımızı çektiremedik. Ya eşim beni çekti ya ben onu. Birlikte çekildiğimiz nadir pozlardan birisi, Murano’da.

Murano biraz büyük bir ada, biz vaporettodan indiğimiz yerden 1 saat kadar yürüdük, daha sonra son vardığımız yerde ada içerisinde çalışan vaporettoya binip ilk geldiğimiz durağa gittik. Burdan da Burano’ya giden vaporetto ile Burano’ya geçtik. Murano’nun çok gezilecek bir yeri var mı derseniz bence yok, vakit varsa gidilebilir. Aşağıdaki video Murano’da çektiklerimi kapsıyor.

Burano’ya vardığımızda acıkmıştık. Vaporettodan indiğimiz yerde aperatif bir şeyler satan Trattoria denilen yerde kalamar karides balık patates kızartmalarından oluşan karışık bir şeyler yedik.

Yediklerimizden memnun kaldık. Tabakları ise hamurdan yapılmış ve kızartma ile birlikte tabakları da yiyebiliyorsunuz.

Burano rengarenk evlerden oluşan bir ada. Rengarenk olmasının sebebi ise zamanında evin erkeklerinin çok içip evin yolunu bulamamasından kaynaklanıyormuş. Evin hanımları çözümü her evi ayrı renge boyamakta bulmuş. Hatta teknelerini de evle aynı renge boyayarak iyice akılda kalıcı olmasını sağlıyorlarmış. Şimdi ise adada evinin istediğin renge boyamak yasak. Evin rengini değiştirmek için izin almak gerekiyormuş.

Burano gezimizden ardından önce Venedik’e sonra da Mestre’ye otelimize geçtik. Yorucu bir gün olmuştu. Ertesi günü müze ve gezilmesi gereken yerleri görmeye ayırmıştık. Ertesi gün uyandığımızda hava yağmurluydu ve bugünkü gezimizde çok zorlandık. Valizimiz de unutulduğu için zorluk bir derece daha arttı. Giyecek vs açık ve uygun yer buldukça aldık ama yeni yılın ilk günü olduğu için müzeler gibi dükkanlar da kapalıydı.

Sabah erken kalkıp otelde kahvaltımızı yaptım ve yola düştük. Piazzale Roma’da otobüsten inip oradan vaporettoya binerek San Marco meydanına gittik.

İlk olarak Dükler Sarayı’nı gezdik. Daha sonrasında San Marco Bazilika’sını ve Museum Corner’e gittik. Burda belirtmem gereken eğer müzeleri gezmeyi düşünüyorsanız havalimanında bilet alırken müzeler için geçerli olan biletlerden de almanız. Birçok müze ve gezilecek yerlerde bilet sıraları vardı. Biz bileti önceden toplu olarak aldığımız için bilet alma sırasına girmeden direk geçiş yaptık. Çok avantajlı oldu, gezecekler için kesinlikle öneriyorum. Son olarak da dönüşte çektiğim Grand Kanal’ın uzun videosunu paylaşıyorum. Umarım Venedik’e gidecekler için faydalı bir yazı olmuştur. Sorusu olan varsa yorum bölümüne yazsın bildiğim bir şeyse cevap vermeye çalışacağım.